Thursday, December 23, 2010

80's

                                                                           KOPY RAYT TURKISH MAGS

80 leri gerçekten çok seviyorum, sıkıyönetim, darbe, cunta hikaye!   

2000 lerde hangi dergide (biraz geriden basıyor kafam bu ara heralde 2000ler de geçti bitti, durum daha da boktan), mecmuada veya gazetede, Anayasa ile insanlık tarihinin müzelik cinsel organları, erkeklerin bitmeyen sorunları ( ahahah hala bitmedi.. Bitmez bacım bitmez bu modeller böyle.. Takdir ediyorum biz kadınlar bu derece kendi kendine yetebilmeyi bilmiyoruz.) zina ve genelev aynı paragrafta olabilir??

Hadi oldu diyelim 3-5 güne poyrazköyde gömüsü çıkmazmı?




Göç, Aşk, Arzu 50 sene düşünsem bu üçünü aynı platforma koyamam heralde.. ( he birde medeniyetin böğrüne göç edip, kendini kültürel etkileşimden itinayla koruyanlar hala var...alamancı türk stayla )

Neyse allahtan alev dudaklı kadınlar vardı altın şehirde...

Friday, December 17, 2010

Çok Stil


Gandhi Etro giyerde Rte ondan geri durur mu?

Artık tekbir giyim kafasından sıtkı sıyrılmış heralde bir anda MMM'nin rüzgarına kapılıp almış yürümüş Tayyiban. Bu muhteşem kostümü 12 Eylül'den önce görseydim yemin billah eveti basardım.

MAISON MARTIN MARGIELA Sring- Summer 2011 koleksiyonunda resmen sayın başbakanımızdan esinlenmiş, aslında bizim köyde çobanlar koyun otlatmaya giderken giyiyordu bu kepenekleri, bu yaz moda olacakmış.


Artıkın araya böyle çizi postlarda atıcaz napalım kısalı uzunlu. Gönülleri hoş tutma, nabız ölçme staylingen.

Tuesday, December 7, 2010

BİR PERFORMANS OLARAKTAN


Sigara yasağında bir meme boyu alınmış, ''insan memesi hizasına gelen duvar dibi'' de kapalı alan sayılacakmış. Bu işin içinden çıkmanın imkanı yok benden söylemesi. ''İnsan memesi hizası'' denmiş; meme var meme var , Sütyenle mi? Sütyensiz mi? Valla yer çekiminin gözü kör olsun birazda yaşı aldımı o aradaki fark 30 cm e kadar çıkar. 50 yaşında abla memesi de insan memesi, 25 yaşında genç kız memesi de insan memesi, hesap hangi memeye göre yapılıcak onu bilelim.  

Muayyene 1 hafta kala istikbal göklerde gezen LATİŞYA KASTA memeler; ay başı bitiminin hemen akabinde cinsiyet değişimi ameliyatı geçirip östrojen hormonunu eksik etmiş translar gibi takoza döner. Bence en sağlıklısı 90'dan gün almış bayan memesinden ölçülsün de sigara içen-içmeyen, içmeyipte içenle halleşen herkes rahat etsin.

Ne biçim bir ülkeyiz anlamıyorum baş kıç kapamak için kanun peşine kanun görüşülür, DİN EĞİTİMİ; CENİN ANA RAHMİNE DÜŞTÜĞÜ ANDAN İTİBAREN VERİLMEYE BAŞLANSIN denir. Ama sigara içilebilen alan, son derece fetiş bir cinsel meta olan memeye göre belirlenir. (ayyyyyy meme lafını da kim bulduysa benim kadar taş düşsün kafasına. Meme dendiği anda bütün cazibesini kaybediyor, hoş göğüs deyince de sanki bütün böğrü konpile kes sardır, bi yarım ekmek ver gibi oluyo ya bilemedim)



Neyse seks (sex, sekis, sevişme.... ve hatta porno yazıp googlayınca muhteşem ötesi bir iş, bir oluş, bir olgu bildiren fiil öbekleri de çıkıyo ama o kısmını hayal gücünüze bırakıyorum) en masum haliyle anne ve babanın aşklarının meyvesi yavrucuklarına can verme; en edepsiz haliyle; alet edavat takım çantası eşliğinde bas kelepçeyi vur kırbaçı staylingen (ki hepimizin en sevdiği hali budur değilse seri bi şekilde psikoloğa gidin yada yemeklere şap katmayı kesin) , en öküz haliyle ise; harala gürele girişmek olarak tanımlanabilir. ( küçükken ayısının kıçını delip hallenen törkiş abaza kiddo, böyük adam olunca kör matkapla kaldırım deliyo sanki) AH BE GERİZEKALI HİÇ Mİ VİVİD İZLEMEDİN ÇOCUK???

Homo, hetero, misyoner, amuda hiç farketmez seksin hiçbir şeklinin tabu olarak görülmesi taraftarı değilim hayat paylaştıkça güzel. Hatta herkes en az 8 çocuk yapsın; yarısını kapkaçcı, yarısını da dilenci yapsın allah rızkını da vermiş olur.

Şükran Moral'ı sevmiyor değilim ama azınlıklara dikkat çekmek istiyorum diyerek 30-40 kişiyi bir sanat galerisine toplayıp iki kadın uluorta sevişerek hangi kanayan yaraya merhem olur onu anlayabilmiş değilim. Seks iki insan arasında olabilecek en mahrem olaydır, içinde aşk var sevgi var ne alaka şimdi milletin önünde yap sonra tepki ölç. Sanat olan kısmı sevişme kısmı değil insanların tepkisi kısmıymış??!! Çünkü böylece azınlıklara dikkat çekilecekmiş!! 

Bir kere gay ve lezbiyenler azınlık değil cicim. Artık geçmiş olsun ben kimi beğensem gay çıkıyor, gay arkadaşlarımın hepsi benimle sürekli dalga geçiyo ''nah birini bulursun bebeğim bütün yakışıklıları biz kaptık'' diyolar, EEE TOM FORD GAY ZATEN BE!!!!! NEYİN AZINLIĞI?? Lezbiyenlerin de azınlık olduğunu düşünmüyorum hadi azınlık diyelim, hetero erkekler ölüyo bitio öpüşen iki karı görünce; jartiyerle kırbaçla gezsen önünde o dikkati çekemezsin söylim!


Hepiniz elinizi vicadanınıza koyun gözünüzün önünde sevişen iki insan görseniz ne yaparsınız?  Ben sevgilim o an yanımdaysa koşarak çekiştire çekiştire, gerekirse silah zoruyla eve götürürüm. Ha sevgilim yoksa da koşarak telli babaya mum dikmeye giderim. Ama bunun sanata ne tarz bir katkısı olur bilemem..Yapmak istediği sosyolojik bir olaysa eğer keşke oraya psikolog, sosyolog hatta pedagog ( Doğu ve Güneydoğu'nun % 80 inin pedofili olduğunu düşünürsek, bu ırkçılık değil bir gerçek, 60 yaşında ağalar 15 yaşında kız alıyolar utanın artık be) çağırsaymış daha iyi olurmuş.

Herkesin ortasında sevişmek tabiki de cesaret işi; yürek ister ama madem yaptın arkasında dursaydın ya bacım niye çıkıpta ''Hayatımın en zor dakikalarıydı, üstelik ben bir de heteroseksüelim '' dersin. Bu direk aman üstüme lezbiyen yaftası yapıştırılmasın diye yusuflamak değil mi? İki gün sonra da tepkilerden çekindiğim için sergiyi iptal ediyorum demek ne? Bravo çok güzel reklam oldu da ne oldu? Ben çok seviyodum, takdir ediyodum ama benim için bu korkaklıkla bitmiştir.

Hatta birkaç sergisine gitmiştim ( googlelarsanız çıkar, buraya koymadım telif açısından) rahatsız edici de olsa en azından namusun iki bacak arasında olması ve kızsal bekaret kavramlarını kafama vurmuştu. 

Küçükken sevişme sahnesi görünce aman terbiyesi bozulmasın diye çocuğun gözüne 15 barnağını birden sokarsan; aaa baba senin önündekinden niye annemde yok?? deyince ''erkek adam bastonu önünde gezer'' dersen, anne ben nasıl dünyaya geldim?? diye sorunca çocuk leylek düdüklemeye kalkmadan doğru dürüst cevap vermez, allah muhafaza anayla babayı bi ketenpereye getirip bastığı zaman aaaaaaa noluyo ki yaaa?? babam annemi gebertiyoooooo mu?? diye böğürtene kadar çocukcağızı ağlatırsan; erkek sünnet olduğunda düğün dernek yapıp aç amcana göster anacondayı diyip, kızın memeleri çıktığında herkesin ortasında utanmadan sıkıştırıp kızcağıza ergenlik travması geçittirirsen; seks tabiki de tabu olur, hatta görüyoruz her gün hala töre olup başımıza tabut oluyo allah kahretmesin!

Çok üzgünüm, gerçekten kahroluyorum ama biz ki okumuş etmiş çok özgür, ana baba üniversiteli, sıkıntı nedir bilmeden büyümüş genç kızlar (hihohoho genç kız her daim çıtır stayla) olarak bile; 25 yaşına kadar daha hala ''valla kocama saklicam töbeee'' diyip bizden bi öncekinin hikayesini dinlemeden ağzımızı açmıyoduk, ne kadar saçma ve acı dimi? Kime ne ki? (bu arada ayıp olmasın diye biz dedim hayatımda öyle bir insan olmadım herşeyi yanlış yapmış olabilirim ama yediğim her bokun arkasındayım, o yüzden şimdi kenara yazsam bir elin parmağına yetişmiyo, çok kesat işler ah be) ''Serbest bıraktıkça köreliyo insan. (Kocamı da kendim gibi salıcam. Nasıl köpeklicek geri döncek. Al dicem sana Adriana Limayı getirttim, aaa aşkım bebeğim ben cüce seviyorum diyip kollarıma gelicek)

Herşeyi o kadar bütütüyoruz ki o yüzden başımıza bunlar geliyor, herşey en sade haliyle mantıklı ve güzel. Ben şahsen alkolün etkisiyle kamusal alanda birini öpsem 6 ay ay nettim neetim diyorum veya yanımda birini yiyişirken görünce içimden 30 yaşına gelmişin git evinde yap artık sinemalara sığınmana da gerek yok diyorum. Herkes heyerd eseviişsin, öpüşsün ama lütfen yok seks tabudur, yok homoseksüeller azınlıktır, yok tepkilerden çok korkuyorum güvenlik endişem var diye konuşmasın.

Mesele kamusal alanda çiftleşmek değil.  Her insanda kendine olan saygısını kaybetme sınırı vardır ya bence asıl tabu o! Kendine hesabını veremeyeceğin ya...ı yemicen yiğenn asıl mesele o!!

Ayrıca seksin sanat olabilmesi için senle benle değil Viktoryen meleklerinden biriyle veyahut James Francoylan, Edwar Cullenlan yapılması lazım öyle babaanne donuyla götlü göbekli heriflen yapılanı pek bi sanatsal görükmez göze be bacım.

Wednesday, November 24, 2010

Herşeyimi paylaşırım, sosyalimi paylaşmam




Bayramı kah @Balıkçı Sabahattin rakı keyfi with mates, kah @ İstanbul Modern with girlz, kah @Cadde jumbo burger el yapımı mayoneze patdis banarak geçirdik. Bayramın ikinci günü hayatımızın hatasını yaparak 3 genç kız Beyoğlu' na gittik yemin içerim ki Galata'da abartmıyorum barnağımlan saydım 9 erkek kolkola gördüm baraj kursa La Liga'da alır yürürlerdi vesselam. 

Neysingen işe alımlarda artık adayların Facebook, Twitter, Hayfayf, Yonca, Aysikyu, Linkındın profayılları da gözönünde bulunduruluyormuş. Direk bütün ayarlar private a!  Benimkine baksalar değil işe girmek akıl hastanesine torpilli girerim direk. Herkes bir şekilde Feys kullanıcısı ya sı..ış burdan başlıyor. Tabiki de benim sinirim herkes '' BİR ŞEKİLDE'' kısmısına!!

Feys okul arkadaşlarını bulmak için bir ''social network'' olaraktan (güya feysin kuruluş ambisyonu buymuş, üniversiteler arası fuhuş, aslında amacına uygun olarak kullanılsa baya verimli bir ağ)

En kıl olduğum hali de bu; genel anlamda insanları pek de sevdiğim söylenemez, ayrıca ilköğretim hayatım boyunca 1.20 ye 50 kilo bir danua olduğum için zaten o kadar travmatik ve zor yıllar geçirmiştim ki mümkünse ne ben hatırlayayım ne de birileri başıma kaksın! Liseye doğru biraz popülerliğim artmış olsa da  boyu devrilsin sarı çiyan bi laz uşağının peşinden 10 sene koşup durduğum için gençliğim güzelliğim boynuzlana boynuzlana heba oldu. ( tahtalardan 3-4 tanesi o ara tizden attı bende)


Herneyse, okuldan kanlı bıçaklı ayrıldığım 20 senedir adını anmadığım görmek istemediğim bir insan ne bok yemeye gelir beni ekler bi anlam veremiyorum.  Üniversiteyi pas geçip, göbekli kocanın yanında telli duvaklı gelin olmuşya onun havasını basmicaksa iki gözüm önüme aksın! Eklermiyim ya eklermiyim ortadan ikiye yarılsın. 

He bir de vücut bulmuş haliyle okul hayatım boyunca iyi, kötü herhangi bir mecrada konverzasyonum olmayıpta ekleyen var.  Online olarak ne paylaşmayı düşünüyo da ekliyo acaba? Bir de bu cinsleri var. ( he okulda hobitmiş sonradan kıvanç tatlıtuğ kıvamı bir haller almış o zaman zaten kendini klikleyerek yormasına ne haccet ben çoktaaaaaan rikuesti basmışımdır)

Feys bir kerhane olaraktan; 

Hani yazları Alaçatı'da göt içine kaçmış bikinisi, kaynak gözlüğüyle seken; kışları legging bot, içi legging ( ay bi zahmet bilmeyen krolar googlesın sonuçta amne hizmeti yapmıyoruz burası benim şahsi alanım.) üstüne atkılar paşminalar sarıp sarmalayaraktan Bozcaada'nın kıraç çalılıklarından kızlarlan roze pozlarına yatan en az 1 en çok 3 moda blogu veya butik sahibesi ya da moda tasarımcısı veya editörü kızları dürt tarzı. 

UGG'DAN DAHA ÇİRKİN TEK AKSESUAR OLMA SIFATINA haiz o iğrençççççççççççç, kusmukkkkkkk, rezalet crocslarla poz veren, güreşe kalkmış kırkpınar ağaları gibi yağlanmış, gençken jigs piyasayı yemiş yutmuş, şakaklardan tüyler üçer beşer düşmeye başlayınca eli enseyi tattolatıp, 7 sanattan herhangi birine veya artık baymadı mı bilmiyorum ama parmaklan saysam yorulmam iyi olan 5 bilemedin 10 kişinin alıp yürüdüğü  reklam sektörüne kapak atmış, ellerinde de alkollü egzotik kokteyllerle gaylerden daha gay pozlar veren homofobik erkekleri add as a tokmak tarzı.



Bir de saolsun baba sürekli suggestionlar getiriyor ya onu ekle bunun fotolarına bak diye çöpçatan tarzı. Hayır yemin ediyorum en yakınıma söylememişim o karayağız benim olacak diye sen nerden biliyosun da öneriyosun? Single a sert geçişlerde eskisinin düğün pozlarını yapıştırıyo ya suratına ortasına, işyerinde sabahın dokuzunda kafa olmak için içsen içsen temizlik odasındaki çamaşır suyundan 2 damla atarsın neskafeye elin mahkum.

Feys sadomazo bir porno filmi olaraktan; (publicite tarzıngen)

O mayokini 3 sezon aynı götte duruyo ama o göt her sezon başka kucakta!! Ben sürekli yerinde sekmenin hasetiyle nasıl bakıyorum o albümlere saatlerce.Yarebbim yemin ediyorum çatala kadar görünüyo yiyişken vaşaklar gibi kah omuzda kah kol altında, dondurma yesem o kadar yalanmam. Her sanatsatsal aktivitenin before after partysinden iphonun hepimiz şipşakçıyız aplikasyonuyla çekilmiş 67 model vintage, ağzı büzük, playboy kızı kapak pozu. (ahhhhhhhhhh ahhh nerde o dijital fotoğraf makinasının ilk cıktığı zamanlara tekabül eden,  kolun dirsek altı bölümünü de kadraja alarak aynadan çekilmiş yonja profil pozları..


Eskiden erkekler; ''kahveye gitsem ağaların suratına nasıl bakarım ben?? Bu kız kaç tane herifin koynuna girmiş ağabey'' diye dövünürlerdi ya, şimdi ele güne rezil rüsva olmim diye aynı anda 15ten fazla kişi chatteyken online olmaya üç buçuk atıyolar artık!

Memenin hemen altına tekabül eden brand new macbookumlan çektiğim profil pikimi andy warhol staylaaa rengarenk 4 eşit parçaya bölen pozuma bak ekle. Onlayn değilsem  bbm pinim 888888888 he ordanda ulaşmadın tivit at devamında da eee artık bi tokat at ( herkesin gönlünün tozlu sahifelerinde yatmazmı???  BEN ŞİDDETİN POZİTİF AMAÇLI KULLANILABİLME İHTİMALİNİ SEVDİM!!!)

Mobile upload varya asıl, marduk filan aramıyorum artık dünyanın sonu ondan gelicek.. İçsen içemiyosun, s..san s...mıyosun ne zaman topluluk içinde ikinci kadehi devirsen, buhranlar içinde soğuk terler döküyosun.. Bide önce bi sor bi izin al dimi çapsız, hemen upload et hemen tagle! Nolur birgün biri birini bu yüzden dövüp ibreti alem için taglesin altına çok büyük comment düzücem!

 Feys moda ya benimde olsun ama dursun olaraktan; 


        '' Hacı valla başında durmuyorum feysin, bilgisayar bütün gün stand byda.''

Biraz angut tarzı bu aslında madem kullanmiyosun niye var dimi? Boş musun niye siteyi gereksiz yere ağırlaştırıyosun? Karı, kız, event kovalayandan ne istiyosun? Bırak millet birbirine rahat rahat hallensin.

Hiç bir gruba laf etmiyorum isterse herkes feys üzerinden çevrimiçi şeref ve haysiyete aykırı fiilde bulunsun (hayalimdeki kamusal alan) ama kullanmadığın birşey neden olsun, durupta prim mi yapıcak?   Yiyosa o feysi kullanmıyorum ay var ama hiç girmiyorum yaneeeeeeeee diyenler burdan accountlarını seri bi şekilde deactive etsinler ilk edene benden bi yemek çalışır.

Feys laylaylom yazingen arkadaşlık edinme portalı yanında significant, insignificant otherların hayatlarını kovalama ağı olaraktan;

Ayyyyyyyy bayılıyorum onun bunun abuk sabuk fotolarına bakmaya. Bir de böyle Avrupa, Amerika seyehati fotoları oluyor ya; simülasyon kafasında bakıp bakıp bakıp kendimi  kah Şanzelize'de aşk tatili yaparkene, kah Italya'da sanat solurkene, kah New York'ta partilemekten bitmiş zavallı bir halde sürünürkene, kah Dubrovnik'te (ne bok yenir onu hiç bilmiyorum ama sayfiye tatil yeri sanırsam herkes akın akın gidiyodu bi ara) buluyorum.

Güzel şarkı vidyo, biraz sanatsal tambılır blog neyim post eden, adam akıllı status update eden ( ordayım burdayım diye kendine müslüman değil daha pablik, daha zekicene) herkesi kovalıyorum, asimile asimile hababam ingilizce postlar statuslar düzülüyo ya; @paris with minnoş,  @sweet home at last from dı ekzausting dessert trip with sunburn on my azzzz desperately searchin for someone to have it kissed. ne yalan söyliyeyim en çok onları seviyorum, SIKEÇ BOOKUMAda not düşüyorum gün gelir bende B vitamini eksikliği de nükseder böyle status apdeytler yazarım diye.

Böyle contemporary, film festivali tarzı eventlere attend ediyoruz ya en çok ona gülüyorum. Neye katılıyosun ya........m? Sen mi çektin filmi, sen mi çiziktirdin resmi? Annem canım benim geçen gün bi arkadaşım için aaaaaaa Contemporary'e katılıyormuş dedi sandalyeden düşüyodum.

Höööööööh fenalıklar bastı yine ziplemek gerekirse;

Günde 99 defa refresh ediyorum ya Feysi? ''Social Network'' u izledim neymiş ne değilmiş diye, benim dışavurumum da o yüzden.
(tabikide yalan nasıl zengin olurum diye izledim gayet). Allah kimseyi Eduardo Saverin yapmasın, ne kazık yemiş ama gençtir unutur! Esas adam Mark Zuckerberg varya ne yalancı, ne karaktersiz, ne arkadaşını sırtından vuran, yavuklusunun arkasından konuşan bi herifmiş. Terk edildi diye kızın arkasından blog yazmış bide hasetinden boyu devrilsin, kesin soyunda sopunda bi yerinden Türk erkekliği bulaşmış buna ne diyim!  Sırf kızın gözüne gireyim diye onlayn envayrınmıntın kralı olmuş ya varsa öyle bi erkek hemen add me as a friend plzz. 
xoxo lol!

Sunday, November 14, 2010

This is not a blogpost.

Deliye hergün ya bana hep...

Bu arada bayramda İstanbul il sınırları içerisinde olan varsa yarı yarıya bir buffalo veya angus kesebiliriz adak style...

Am I insane?

No insane person would ever admit to their insanity. Any person that state they are sane is no longer considered trustworthy. Insanely enough, I am sane enough to realize the intensity of the sanity of my insanity. When considering all the events that happened to me in my life, Insanely, I am still considered sane, when the logical sane solution would be to consider me insane. I'm not saying that I'm sane, but I'm not insane either.

Saturday, November 6, 2010

Tuzluk kız postu attım kendime




İlk ve son kez hiç tarzım olmayan bir hareket yapacağım. Dönüp dolaşıp elimde sketch book ve mont blancımla ( nasıl yalan 5 yıldızlı otel araklaması 8. sınıf kalite tükenmezimle) 50 defa izlediğim bi filmden alıntı yapacağım. (en beğendiğim iş style). Bunu ancak o yazardı... Kitap okumayın, gazete sakın okumayın zaten bu aralar sinir harbi yapıyor, aç kapa, aç kapa, bunlar böyle illa bişeyi kapatacaklar, sorsan Kasımpaşalıya o gevşek ağzını gider davoslarda açar, kendi territorysinde kapanmadık delik bırakmaz. (neyse bu sefer beni amacımdan saptıramicak şeytan nejat işler görünümlü ilyas salman)

There are nearly thirteen million people in the world. None of those people is an extra. They're all the leads of their own stories. They have to be given their due.

Everything is more complicated than you think. You only see a tenth of what is true. There are a million little strings attached to every choice you make; you can destroy your life every time you choose. But maybe you won't know for twenty years. And you may never ever trace it to its source. And you only get one chance to play it out. Just try and figure out your own divorce. And they say there is no fate, but there is: it's what you create. And even though the world goes on for eons and eons, you are only here for a fraction of a fraction of a second. Most of your time is spent being dead or not yet born. But while alive, you wait in vain, wasting years, for a phone call or a letter or a look from someone or something to make it all right. And it never comes or it seems to but it doesn't really. And so you spend your time in vague regret or vaguer hope that something good will come along. Something to make you feel connected, something to make you feel whole, something to make you feel loved. And the truth is I feel so angry, and the truth is I feel so fucking sad, and the truth is I've felt so fucking hurt for so fucking long and for just as long I've been pretending I'm OK, just to get along, just for, I don't know why, maybe because no one wants to hear about my misery, because they have their own. Well, fuck everybody. Amen.

Tuesday, October 26, 2010

BURCUCUĞUM ÇOK GÜZEL ÇIKMIŞSIN CANIM. HANGİ BURCUYDUN?


Bu aralar içimde bir yangın var, hem yorgunum birazda suskun. Sabah olmaz gönlümde yar sancım var, hep dargınım birazda kırgın...

Her gün astroloji okuyorum sıfır inançla ama artık abarttılar bu ne be? Son 3 aydır önce Merkür geri gidiyodu önemli karar almicaktım, dijital alet sıkıntısı olacaktı, hayat rölantiye geçicekti etc. Sonra Jupiterin gazımı vardı neydi yine sürekli interruption, sıkıntı mod. EEEE tam dedim ohh herşey bitti bugün gazeteyi bi açtım Marsın bilmem nerdeki hareketi yüzünden aman Aralığa kadar önemli karar alma, yine sinir yine stres . Burçlara tapan bir insan olsam hayatımın son 8 ayını bakkala gitmeden geçiricektim resmen.

KOÇ BURCU; Okuduğum bütün burç astrolog, medyum, hacı hoca etsektralara göre kocam ya koç ya boğa olucakmış. Onu bunu bilmem annem ve en iyi arkadaşlarımdan biri koç, gerçekten en merhametli,  en en en iyi kalpli, en en içimde hayran olma isteği uyandıran burcu  koç burcu dyicektim ki tam istisnalar kaideyi bozmazmış Allah bir dese inanmam o kadar yalancı o kadar kafa mersine dil tersine olurlar.

BOĞA BURCU: Asrolojistlerin beni beşik kertmesi yaptığı burçlardan bir diğeri. Ergenken posterini duvarıma astığım boğa burcu bir celebrity bile yok. Korkarım Vedat Milor bir boğa; 10 parmağıyla ağzına ite ite semiriyo ya o dürümleri, köfteleri offff ne yerler aman ne yerler, ekmek arası makarna bile severler Bu arada ilk aşkım boğa burcuydu ne sevmişsem gittim 10 yaşında Susan Miller kitabı aldım. Boyu devrilsin yazlıkta kuzenimi öptü böyleeeeeeeeeee gaddarrrrr bir burç.

İKİZLER BURCU:   HUUUUUUUUUUUUUUUU  en korkuğum, en dengesiz, en kapalı kutu, en manyak, en serial killer desem ne kadar mutlu olur ikizler burçları işte böylede saf temiz kalpli olurlar. Benim en sevdiğim burç. Kesinlikle hiç dengesiz olmazlar çünkü hıyarlıkları ve gelgitleri gayet stabildir . Daimi surette duygusal devinim stayla takılırlar. Allahım bir insan grubu düşünün işi yok, gücü yok otursun 24 saat hayata, insanlara , hatta varoluş nedenlerine olan hislerini ölçsün tartsın, kessin biçsin.

YENGEÇ: Bütün kızlar toplandık yengeç burcu erkek aradık ilk bulduğumuza yapıştık, ohhhhh be iyi yere dükkan açtık. Hahhahaahh cidden evcimenler mi? evet.. Aileye bağlılar mı? evet... Ana, baba, çocuk sever mi? Bayılır, tapar, ölür biter.. Ama sana bana değil tabikide kendi anasına ölür biter. Evlilik hayatına, aile ortamına bayılır. Allahım nasıl içinin yağları erir HAYATIMIN ERKEĞİ, YENGEÇ ERKEĞİ diye, çıkarsın çıkarsın senelerce çıkarsın herşey iyi güzel.. Evet gözü dışarda olur ama bişey yapacağından değil ki, bayılır herkes ona baksın konuşsun diye . Paniğe kapılır dakkada bir saydırırsan ömrün boyunca boynuza mahkumsun, tren kaçtı. Biz karı kısmı burçlara takık olduğumuz için bekleriz ki hep bir beyaz atlı yengeç erkeği elinde 9 karatla gelsin diye. Allahtan umut kesilmez ne diyim. (kesin tepki görücem biliyorum ama benim hayatta en sevdiğim, en yakışıklı, en iyi, en süper adamlardan biri hatta ta kendisi yengeç her yerde söylüyorum tam evlenilicek erkek diye ama kimseyi inandıramadım.)

ASLAN: Çok ciddi anlamda psikolojik sıkıntıları olduğuna inanıyorum zira hangi insan tipinin burcu yüzünden götü kalkar?? Burca dayalı özgüven sadece aslan burçlarında var heralde. Çünkü aslan burçları ormanların kralı olur, herkesi yönetir, en beğenilen olur, en tapılan olur etsektrağ. Ormanda yaşasam yusuf yusuf aslan kovalardım ama medeni dünyada heralde zor.

BAŞAK:  Kendi burcum diye söylemiyorum ama gerçekten evet holy meryemiz, aşırı sıkıcıyız, çok az konuşuruz sürekli temizlik yaparız, aşırı bayık, içine kapanık, depresif insanlarız. Hahaahha. Bir özelliğide örtüşsün birtanesi yemin ediyorum din haneme Medyum Keto yazdırıcam. O köyden alınacak kız oğlan kızların hepsi başak burcu ekmek musaf çarpsın Fatmagül bilem başak.

TERAZİ: Al bi yalancı daha, koç burçlarına allah bir dese inanmam dedim ya bunlar allahın ta kendisi olsa gel evladım seni cennete götürim, okim, üflim dese ikide şahit isterim. Böyle dengesiz, böyle gözü dışarda, böyle fikriyle zikri zıt insan olmaz, olamaz. Ama en eğlenceli, en şeytan tüylüsünden cinsinden en albenilisinden olurlar ah be...

AKREP: Nam-ı diğer yürüyen libido, kinci maximus. Tek bir yorum yapıcam babam akrep burcu ben tek çocuğum... Kin nefret olaylarını sevmem, bilmem KEEP IT COOL, REAL AND CALM  felsefem, makarna yer Hindistan'a giderim namaste aheste..Bide sanata düşkün kısmısı da çıkıyo en nihayetinde bi modacımız var.

YAY: Çok çapkınmış, çok hiperaktifmiş eeeee?? Varlığıyla yokluğu bir. Lise çağlarının en popüler burcu, ye babam boynuzu Sezen dinle. Bunların yerini koca derdine düşünce yengeç burcu alıyor. Kelebek gibi ömrü, allah bahtını güzel etsin...

OĞLAK: Bu çeneyle hayatımda bir tek oğlak tanımamış olabilirmiyim bir tane ya bir tane.. Öve öve biteremiyor Rezzan teyze. Kutsal kase gibiler gözümde, hint kumaşı, anzer balı, dört yapraklısından yonca misali.

KOVA: Buyur burdan yak; işte genius işte manyak. Karadenizlilerin %90ı hangi ayda doğarsa doğsun kova burcu doğarmış.  En zekiler okeyt, on numara komikler okeyt. Ama hangi insan her bulduğu genç bayanın/bayın ardından dalağı patlayana kadar ağlayıp zırlar,  yeni birini bulma ihtimali  olduğu anda  da hafızayı resetleyip yeni aşklara yelken açar? (ihtimali diyorum bi gülümseme, bi bakışma hatta ve hatta aynı anda aynı yöne giden 900 farklı arabadan birinde olman yeter)

BALIK: Öff cidden anca bi büyük rakıyla giderler. Hepimiz emocuyuz, hepimiz duygusalız ama biz yetişkin insanlar doğumu takib eden 6. aydan itibaren günde 19 saat zırlamayı bırakıyoruz. Aşka mı aşık? Hayata mı karışık? Kendine mi bulaşık? Ağlama oğlum rahatlarsın demek lazım heralde.

He bide Çin burçları var fare, domuz, öküz, it, uğursuz, meymeletsiz çıkıyosun o Çinlileride Ahime dava etmezsem nolim.

To sum up with ( In conclusion vardı bide ay o kompozisyonlar ne bitmezdi yaz babam yaz yaz yaz o kalıbı kullan bu bağlacı kullan, ona zarf at, bunu edatla) Ay jast biliv in humanite, liberte, egalite, fraternite! Pek sevmiyorum astrolociyi, ne yalan borcum olsun sevenide, sürekli konuşanıda sevemiyorum.
 
Hamiş: Galon galon bira içerim, fiks menü diye rakıya abanırım, Diadan alınma Avanos şaraptan başkası midemde ağrı yapar, amca yarım babacığımın doğum günüsü diye bir bardak şampanya içtim olmayan migrenim hörtledi. Alışmış kudurmuştan betermiş, alışmayanda paçalısı bile durmuyor.

Saturday, October 16, 2010

Bugün, Yarın, Sonsuza Dek....



 Bunuda Yael saolsun becerebildim:) O yüzden en sevdiğim film sahnesini ona itaf ediyorum.http://www.youtube.com/watch?v=vBNn38ZNUXI  
Bunun çıkması lazım orda ama embesil gibi çıkmıyo arada bi ve asab bozuyo!

Galiba ne varsa dinde imanda var. İlim irfana olan inancımı meteroloji yüzünden kaybetmeyle kaybetmeme arasında çok thin red bir lineda seyir halindeyim. Hani hava 10 derece artacak günlük güneşlik olacaktı?? Bir pus, bir sirrüs bulutu, bir karanlık.. 

Hepimize hayırlı uğurlu olsun Fetocumuz geri geliyomuş (geliyormuş yazmicam tabikide amele gibi, bütün gün yeterince dikkat ediyorum imlaya) bide şu sözleri sarfetmiş ah canım benim yufka yürekli dinler arası diyalogçum: '' Türkiye'de güzel şeyler oluyor. Demokratikleşme topluma mal oluyor. Darbe lafı edenler de artık edemiyor. Havalar değişince, ben de Türkiye'ye gelmeyi çok istiyorum. Çok özledim. Ölmeden önce vatanımı gezip hasret gidermek istiyorum...'' Bi o eksikti oda gelsin artık şeyhten şemalden geçilmez.,

Çok üzgünüm gerçekten çok içten söylüyorum muhteşem bir adam öldü. Yılmaz Özdil'in tarzını seviyosanız eğer onun yazılarına  kesinlikle tapardınız. Cumhuriyeti her okuduğumda Türkiye'nin amele gerçekleriyle yüzleşmek zorunda olmanın ağırlığını onun yazılarını okuduğum anda üstümden atardım süper insan Deniz Som.... 

Bide niye bütün türk filmleri Nuri Bilge Ceylan etkisinde? O ne be hepsi depresif, karanlık, looser. Ayrıca neden ve neden hepsi üçleme?? Bende nutella, pirzola ve kefir isimli üçleme çekip; karanlık, ensest mağduru, tutunamamış, hep mağdur, hep hayatın sillesini yemiş, bir baltaya sap olamamış ama hep sap olmuş insanların hayatlarından kesitleri yansıtacağım.

Neyse ruh sağlığım açısından bir süre daha alakasız olacağım sosyopolitik, sosyoekonomik, sosyoentellekif konulara.



Kadın kısmının evliliğe bakışı böyleydi acaba erkek kısmısının nasıl?

Biz kızlar nasıl doğduğumuz saniye itibariyle evlenmeye kilitlenmiş olarak doğuyorsak, erkek kısmısı da asla evlenmemeye, hatta  zaruret halinde damarlarında akan son kan damlasına kadar direnmeye and içmiş olarak dünyayaya gelirler. İlişkiye girmeye son derece istekli olmalarına rağmen, ilişki içerisinde olmaya bir o kadar isteksizdirler. Ama napsınlar daha parmak kadarkene bize okulda ''Küçük Ayşe, küçük Ayşe, Ne yapıyorsun bana söyle? dendiğinde ''Bebeğime bakıyorum, Ona ninni söylüyorum ''diyerek direk çoluk çocuktan girmişiz. Erkeklere sormuşlar Küçük asker,küçük asker, Ne yapıyorsun bana söyle? diye ''Tüfeğime bakıyorum, ben kışlama gidiyorum. '' diyerek onlar hiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiçç bizi sallamamış direk vatan, millet, sakaryaya bağlamışlar.


Biyolojik olarak uzun uzadıya hiçbirşey düşünmemeye, hiçbir konuda enine boyuna kafa yormamaya kodlanmış bu cins, konu evliliğe geldiği zaman düşünürlerde düşünürler, düşünürlerde düşünürler; ben ne etsem nerelere gitsem? askerliği pas geçip ilticamı etsem? evlenmek için daha çok genç diilmiyim? (40 yaşındada aynı soruyu sorarlar, 60 yaşındada) evlenirsem ayağıma prangalar vurulacakmı? evlenirsem çoluk çocuk peşinde koşturacammı? evlenirsem beni ömrüm boyunca aynı genç kızla aynı evemi tıkacaklar? EVLENİRSEM BAŞKA KARI GÖREMEYECEKMİYİM? SONSUZA DEK AYNI KARIMI OLACAK? ey allahım evet  senin bu suratla bu beyinle 500 karı daha bulma olanağın vardı da müstakbel eşin bu şansı elinden aldı!! Ben zaten en erken 35 bilemedin 40 yaşında 20lik bi çıtırla evlenicem, en olmadı anamgil bana köyden kızoğlan kız alıcak ( ALLAHTAN FATMAGÜL'ÜN SUÇU NE ÇIKTIDA KÖYDEN ALINAN KIZLARIN HALİ VAKTİ ORTAYA ÇIKTI!) Hem zaten e be cahil hiç mi üçüncü sayfa haberi okumazsın? Adamlar at, dana, eşşek hatta ve hatta o bi sıkımlık canı olan tavuklara bile dadandılar, karıların eli heraldeki boş durmaz, ne bakiresi ne köyü?

''Ben 35 yaşında evlenicem çocuklarım robert kolejde okuyacak filan offf cidden şaka heralde dimi? Yani bir insanın böyle düşünebilmesi için çok ciddi anlamda kafayı yemiş olması yada çok ağır takılıyo olması lazım. Bi kere zaten 2012 dünyanın sonu ahiret günü hepimiz allahın izniyle geberip gidicez. Ayrıca kim yarınını biliyoda 5,6 sene sonrasını bilecek.


Biz nolursa olsun benim olsun derken, erkek kısmısı oluru var mı? varsa ne olur? olursa ne kadarlık ömrü var? diye düşünür. ( hiç inanarak yazmadım bence en fazla 2 saat sonrasını düşünürler.) Biz nolursa olsun diyip atladıktan bir, bilemedin iki ay sonra eeeeeeeee ne olacak bu ilişki diye düşünürüz. Ama erkek kısmısı bunu en baştan düşünür. İlişki biraz uzayınca ee eevlenicem mi? Amanın bağlanıyomuyum yoksam? Aaaaaaa kız yoksa aşık mı oldum ben? Hiiiiiiii hayatım kısıtlanacak mı? Zeki Müren de beni görecek mi ? diye kara kara düşünür dururlar.. Hem birileri onları çekip çevirsin isterler, hem çekip çevirince anammısın babammısın diye söylenip dururlar.. Birazcık doğru laf edersin bu seferde mor çatıya bir iki turları başlar vs.


O kadar sıkıldım ki şu yazıyı yazarken ki zaten o kadar umrumda değil ; Bence evlenme teklifi almak değil , kimin teklif ettiği önemli. Teklif etmek değil, teklif ettiğin zaman önemli ( işte zaman unsuru burda atağa geçer). Benim bünyemde zaman geçtikçe; Ne önemi varki artık? Eeee bu muymuş? hissiyatı oluşup içimi darıyo.. Bu yüzden bence önce kim olduğu, sonra kim tarafından ne zaman olduğu önemli.. Hem ilişkide, hem evlilikte, hem arkadaşlıkta, hem gece, hem gündüz, hem bugün, hem yarın, hem sonsuza dek...

Monday, October 11, 2010

Dün, Bugün, Yarın

Depresyondayım resmen. Havadan sudan sanıyordum ama her gün gazete okumaktan, haber izlemektenmiş meğer. İki gün bakmazsam ajansa hayat doluyorum. O yüzden artık daha tuzluk konulara geçiş yapıyor ve uzun zamandır aklıma takılan ve insanların nasıl bu kadar saçma sapan düşünebildiğini inanamadığım bir konuya dadanıyorum.

Şu ilişki ve evlilik konularına organ nakli yapıyormuş edasıyla; mekan, para, pul diye bakmayı da bakanları da anlayamadım gitti. Bu postumda (çok kuul bi karı olduğum için mecburum ingilizce kelime serpiştirmeye, konuşmaya kalksam 4. saniyede kitlenirim ama sonuçta türkler için havalı görünme guide madde 1 saçma sapan yerde ingilizce kelime kullanmaktır, eğer siz hala uygulamıyorsanız varoşun önde gidenisiniz benden de size hamiş notu olsun) o kutsal müesseye biz kızların gözünden her genç kızın rüyası singer dikiş makinası stayla bir bakış atacağım. 

Biz genç kızlar ana rahmine düştüğümüz saniye itibariyle en geç 22 ila 25 civarlarında hayatında olan, olmayan veya olması olası bir baydan elinde kendi kafasından daha büyük, beyninden daha büyük olacağı zaten garanti bir tek taşlan, dizlerinin üstüne çökmüş bir pozisyonda (bana bağdaş kurup meri mi ezgi demesi gerekicek kendime koca diye hobbit almazsam) marriage proposalı duymak için doğar, bütün genç kızlığımızı bu umutla geçiririz. Okul, bir dil bir lisan, kolundaki altın bilezik, iş, kariyer filan hikayedir tek amacımız 30 yaşına bekar girmemektir. Aslında adayın kim olduğu da pek önemli değildir, sıfatını sevim be aslolan nufüs kağıdında o yıllardır peşini bırakmayan amca yarısı soyadını değiştirmektir.

Aslında zaten bu durum kronik in a relationship sıfatı bağımlısı olmanın bir sonraki safhasıdır yani;  genç kız eğer committed değilse kendini sapsız teflon bir tava, gazı kaçmış bir kutu kola, nane ferahlığı bırakmayan çakma bir diş macunu, john frieda marka olmayan saç bakım ürünü, belvedere olmayan votka, ipone veya blackberry olmayan telefon, mac olmayan ucuz basit aşağılık herhangi bir pc (çünkü eğer mac değilse kesinlikle öyledir aman neme lazım ey allahım eyyyyyyyyy sen akıl fikir ver) gibi hissetmek ve hatta bazı ağır vakaalarda bakkala, markete, sinemaya ve tiskoya bile sadece ve sadece abaza olduğu için gitmeyi reddetme durumu da gözlemlenmektedir. 


Bu hastalık genç kızlarda ergenliğin hemen akabinde başlar, genç kız içindeki hissiyatı durup dinlemeden, aşık olup sevmeden kendinde sürekli bir erkek arkadaşı olma zorunluluğu hisseder, kendisine bir hobi edinmek, kitap, dergi veyahut gazete okumak, spor yapmak, sergi, bienal veya müze gezmek ve hatta kız arkadaşlarla vakit geçirmek bile onu tatmin etmez, varsa yoksa filörtü olsunda filörtü olsundur. Özellikle küçükken anasının babasının elini tutmadan yürüyemeyen bağyanlarda bir çocuk psikoloğundan erken müdehale babında yardım almakta çok büyük fayda vardır. Etrafında sevgilisi olmayan genç bağyanları aşağılayıp daha iki gün önce 98. kez boynuz yediği erkek arkadaşının sarımsak cücüüü beyinli poker arkadaşlarından birini ayarlayalım bari sana gibi son derece talihsiz açıklamalara bile imza atan vakaalar görülmektedir. 

Hastalık yaşla beraber ilerler kronik ilişki içinde olma bağımlılığı semptomlarından aman yaşım geçti şöyle paralı bi bay bulayımda iyi yere dükkan açayım gibi en ileri safhalara kadar ilerler. Ama hastalığın en belirgin özelliği kesinlikle sevmek aşık olmak zorunluluğu hissetmemektir, birazcık hoşlantı varsa ne ağlağ yanına kar kalır tabi tadından yenmez. Zaman zaman dönemsel veya mevsimsel kim olursa olsun ilişki içersine gireyim ben kış kıyamette geldi be abi şeklinde semptomlar görülse de bunlar geçicidir, aşık olup ufkun açılınca hemen geçer çok da üstünde durmamak lazım gelir.

Rahatsızlık erkeği evliliğe ikna ile son bulmaz, düğün yapılacak lüküs yer, son model möble, cristofıl çatal bıçak takımı, başını sokucak bir ev ( hahahahah başını sokucakmış traktör bile girebilecek büyüklükte ve mümkünse kira olmayan tam ve mükemmel bir ev (kira kontratlarında böyle yazar bakınız), bi yat bir at bir kat vs. vs...... isteklerle devam eder. Sanki hepimiz anamızın evinde herşeye sahip yaşadıkya kocadan isticez bunları, he ok herşey vardıysa zaten kocayı o eve al ne diye adamı bunaltıyosun be kadın.

Hormonundan mı dır? Bir canlı meydana getirme özelliği yüklenmiş olarak dünyaya gelmiş olmasından mı dır? Muayyeninden mi dir? Yoksa duygusal varlıklar olmasından dolayı mı?  Karı kısmısı hayatı boyunca kendini o beyaz gelinlikle göreceği günü bekler. He birde DOĞRU ZAMAN MI? DOĞRU İNSAN MI? dilemması var ki hayatımda duyduğum en gerzek açılım. Heraldeki herşeyin doğru zamanı vardır.. Ergin olmadan evlenmek zaten hukuken sıkıntı yaratır, belliki en erken yirmili yaşlarda olacak bu melet! Tabiki de doğru insandır bu anlamsız, haysiyetsiz ve aşağılık önermenin cevabı. Birinden çok hoşlanırsın veya aşık olursun çıkarsın, anlaşırsın ilişki devam eder, o kadar seversin ki iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta hayatını onunla geçirmek istersin ki bu aynı evde yaşayıp herboku beraber yiyip biribirini sık boğaz etmek anlamına da gelmez. Hem sevip, hem aşık olup, hem karı koca olup, hem de arkadaş olabiliyor medeni insanlar, ama biz türk milleti toptan abaza olduğumuz için bütün hayatımızı sex ve sexin bize kattıkları ve bizden alıp götürdükleri üstüne kurarız baylar için nasıl evlenilecek bayan eğlenilecek bayan ayrımı varsa biz genç kızlarda da eğlenicek bay ve sürüye ayak uydurmak için yediğin bütün nanelere sünger çekip, kendini on numara pazarlaman gereken müstakbel bay ayrımı vardır.


Zaten eğer bu çelişkinin cevabı doğru insan değil, doğru zaman olsaydı, bekarlık diye bir kavram olmaz, 18 yaşından sonrada dünya üzerinde bir tek evlenmemiş insan kalmazdı. Epi topu yaşadığım ilişki sayısı bir elin (bir elin ama 1 EL) parmaklarının yarısına bile zar zor ulaşır mı onu bile bilmiyorum ama ben açıkçası kalbi o kadar geniş insandan zaten korkarım ya çok yalancıdır yada sürekli avuç avuç haplanıyodur bünyesinde o kadar sevgiyi biriktirmek için. Tamam kimse Bronte Sisters kitaplarındaki gibi aşklar yaşamıyor ama aşksız sevgisiz olur mu? Yok bana iyi davranıyo ama yok iyi bir insan ama.... O yaşa kadar evin tavan arasında üvey babandan işkence görmediysen hiçte sağlıklı bir düşünce yapısı değil bu. O yüzden tabikide onsekizinden önce buldumcuk varoş karılar gibi kocaya kaçmanın alemi yok ama yirmibeşinden sonrada cıktığın her baya ben evlenmiyeceğim adamla olmam gözüyle bakmanın alemi de yok. Ne acı ama öyle bir öngörünün Nostradamusta dahi olduğunu pek sanmıyorum. Erkek kısmısıda arkası yarın si ya!

Wednesday, August 18, 2010

12.09.1980 - 12.09.2010 Bir paşa bir başbakan 30 yıl sonra...

RTE:
'' Cumhurbaşkanının imam hatipli olacağı günler yakındır.''
K.E:
'' Gülen'in okullarında Atatürk resimleri var, her şeyin bulunduğu bu okullar güzel okullardır.''


RTE:
'' Ben meclis'in dua ile açılmasından yanayım. ''
K.E:
" Meclis'e komünist de İslamcı da giriyor. Bu da girsin. Biz seçim barajını, bu partiler Meclis'e giremesin diye çıkarmış değiliz.''



RTE:
'' Sayın Öcalan.., Sayın Barzani.... vs.... ''
K.E:
'' Biz istediğimiz kadar 'Hayır' diyelim, orada bir Kürt devleti var. ''


RTE:
'' YARSAV gibi bir vakfın yargıçlar dünyası içinde kurulması kadar bir yanlış olamaz.''
K.E:
'' Ne demekmiş kadın kolu, gençlik kolu birde ihtiyar kolu. Böyle şey olurmu ?''


RTE:
'' Velevki.....''
K.E:
''Netekim..... ''


RTE:
'' Ben giriyorum siz de girin.''
K.E:
''Meclise iki, iki buçuk parti girse yeter.''


RTE:
Buraya herhangi bir sözünü yazmaya gerek duymuyorum, fiilen yapıcağını yaptı zaten...
K.E:
'' Biz telefonları dinlemiyorduk. Santralden geçerken duyuluyordu.''


RTE:
'' One minute, one minute, one minute... Olmaz!... One minute! ''
'' Silvio kam hiiiir ''

K.E:
'' Ladys and centilmens. Hahahah bakın İngilizcemiz de var. ''


RTE:
'' Durmak yok. Bu yol devletin yolu. Milletin doldurduğu meydanları, AK PARTili olsun, olmasın bütün insanları siyasetin merkezine insanı yerleştiren bir felsefeyle yolumuza devam ediyoruz. ''
K.E:
'' Yapılması gereken ne varsa hepsini askıya aldık. ''


RTE:
'' Türkiye’nin yarınında artık Kemalizme ve Kemalizm benzeri rejimlere yer yoktur. Kemalizmin yeniden kendini üretmesi söz konusu değildir. Bizim için en üst belirleyici, İslam’ın ilkeleridir. Her şey ona göre belirlenir. Ben İslam’ın devlet planı içinde düşünüyorum. ''
K.E:
'' Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı. ''


RTE:
'' Başkanlık sistemi, eyalet sistemi olmadan üstü kaval, altı şişhane olur. ”
K.E:
'' Türkiye sekiz ana eyaletten oluşan bi yönetim sistemine geçsin. ''


RTE:
'' Cumhuriyeti biz kurduk!" Sevsinler seni, nasıl da kuruyorsun!  ''
K.E:
'' Bunlar tencereyi pisletmişlerdi, biz temizledik. Yeniden tencereyi verelim, yeniden pisletsinler istedikleri bu ''


RTE:
" Hadi ananı da al git buradan."
K.E:
'' Asmayalım da besleyelim mi? ''


RTE:
'' Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye. Yahu millet istedikten sonra laiklik tabii elden gidecek''
K.E:
"Hangi taşı kaldırsan altından Atatürk çıkıyor. ''


RTE:
'' 10 Kasım'da yaygara kopartıldı. ''
K.E:
'' 12 eylül'e çamur sıçratmak istiyorlar. ''


RTE:
'' Egemenlik kayıtsız şartsız Allah’ındır. ''
K.E:
'' Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir ama bu memleketin de sahipleri vardır. "


RTE:
'' Askerlik yan gelip yatma yeri değildir. ''
K.E:
'' Polis'te dernek olmaz. ''


RTE:
'' Ben ülkemi pazarlamakla mükellefim ''
K.E:
'' İdamları imzalarken ellerim hiç titremedi. ''


RTE:
'' Maaşım yetmediği için ticaret yapıyorum. ''
KE:
'' Empresyonist şeylerde… Bu branşta resim yapıyorum.  ''


RTE:
'' Kriz teğet geçti. ''
KE:
'' Yaşı falan büyütülmedi efendim hiç böyle şey olurmu ? ''


RTE:
'' Benim partim ikinci olursa ben genel başkanlığından çekilirim. ''
KE:
'' Yargılanırsam intihar ederim. ''


RTE:
'' Sen ne mutlu Türküm diyene dersen o da ne mutlu Kürdüm diyene der. ''
KE:
'' İlk idam dosyası önümüze geldiğinde denge olsun diye bir tane de sağdan olsun dedik. Mesela sağdan birinin dosyası mı geldi, beklerdik ki bir tane de soldan olsun, böylece denge kurulsun. ''


RTE:
'' Ben İstanbul'un imamıyım. ''
K.E:
'' Bir insanın en azından iki rekat namaz kılmasını bilmesi lazım. "


RTE:
'' Sayın Peres benden yaşlısın. Sesin çok yüksek çıkıyor. ''
K.E:

'' İlker Başbuğ'un yerinde ben olsam istifa ederdim. "


RTE:
'' Her şey Türkiye için...''
K.E:
'' Biz işkencenin karşısındayız. İşkenceyle netice almak istemeyiz. bu, insanlığa da aykırıdır, vicdana da aykırıdır. ''


RTE:
'' Gençler, bakınız, her üniversite mezunu iş bulacak diye birşey yok. ''
K.E:
Gençlerin üniversiteye girmesine lafı yok, ordan alıp mezara yolluyo direk...


Hiçbir fark göremiyorum, üstüne hiçbir şey eklemeye gerek bile yok. Anayasa'nın değişmesi gereken tek maddesi 175. maddesi olan halk oyuna sunulabilmesi maddesi, tabiki de değişikliğin kapsamında o madde yok.

Thursday, June 3, 2010

Kısa Günün Karı

                                                 NUR İÇİNDE YAT

İki senedir bütün metro istasyonlarında yardım topluyoruz (öle insanı filan diil gayet maddi) diye basbas bağaran İHH İNSANİ YARDIM VAKFI? afişlerini göremedik. ( şu an toplu taşıma araçlarında hoca efendi'nin kitap reklamlarının afişi ve hala ve halaaaaaa deniz feneri afişleri var yuh!!) Mavi Marmara'yı İdo'dan bu yardım paralarıyla (ido??) alındığını ruhumuz duymadı.

Bu uluslarası bir yardım bunun sadece Türkiye ayağı insani yardım vakfı diyelim tamam. Acaba niye sadece mavi marmarayı vurdular? Neden 600 masum insan, çoluk çocuk var?  Neden %90 ının soyadı albayrak geri kalanı sakallı, utanmıyolar mı küçücük çoçuklarla kadınları da o gemiye tıkmayı, (bunu positiv ayrımcılık adına söyledim. Kadın, doğası gereği erkekten zayıftır!) Neden RTE, Hamas milli irade ile seçilmiştir diye destek çıkar?

Filistin, topraklarının bir bölümünü parayla İsrail'e satarken eninde sonunda orda kurulacak devletin o toprakla yetinmeyip sınırlarını genişletmek isteyeceğini malesef öngöremedi, kıyamet bundan koptu. Evet İsrail'in politikası belli her zaman radikal, her zaman net , her zaman orantısız  insan öldürmenin ne kadar acı olduğunu en iyi onların bilmesi lazım. Ama sen cihad uğruna, yok alkol aldı, yok başını açtı, yok kıçını açtı, yok başka mezhepten diye kendi milletini bölersen, biride gelir bu basiretsizlikten yararlanır, gelir seni böler.O yüzden bi ton aklı başında insan bi taraflarını yırtıyor KÜRT SORUNU YOKTUR, AĞALIK SORUNU VARDIR! diye. Doğu ve Güneydoğu'da bütün topraklar aşiret reislerinin elinde, millet işsizlikten kurudu, açlıktan geberiyor, kızlar 10 yaşına gelince bi ineğe satılıyorlar, O aşiret reislerinin umrunda değil onlar ancak terröre yardım etsin, jankilere kaçakçılık hizmeti versin.

Kaldı ki israil'in politikası çok sert olabilir ama Filistin'in veya benzeri müslüman veya arap ülkelerinin nasıl ki? Onlar da git kendini patlat diye hamile kadınları bile canlı bomba olarak kullanmıyorlar mı? Ne zaman ne hayır gördükte bu kadar kardeş ilan ettik.Geminin bandırasına gel zaten, eee nolcak şimdi amanın Türkiye bandıralı diil! Paintball topu mu silah mı acabayı tartışıyolar insanlar ölürken.




Kendi vatandaşın yerin 80000 kat altında karıntokluğuna kömür madeninde can verince kader oluyor , Filistin'e yardıma sakalla takkeyle gidenlerin burnu kanayınca savaş sebebi mi, oluyor.? Ne oldu şimdi RTE dünyaya kafamı tuttu. Bu kasımpaşalı ağzıyla politika zaten olmaz. Türkiye, ortadoğuda gücü ele geçirebilecek %99'u müslüman olan tek modern ( ey allahım oturup saydınız di mi!!) ülkedir; gerçekten çok büyük bir geyik. Ne modern' o sokaklara dökülen tipler kim? % 99 'u müslüman % 5'i belki biraz çekiştirirsen modern olduk artık resmen.

Neyse kısa günün karı;  BM doğru dürüst kınamadı bile İsraili, RTE bu bahaneyle çaktırmadan bi aleviyi daha ergenekon ayağına içeri aldı. İki gün önce sokakta gördüklerimi bir daha ömrüm hayatımda görmek istemem, dillim tutuldu Persepolis halt etmiş. Tek umudum çeçen kardeşlerimize! verdiğimiz destek gibi olmasında hiçbirimiz bir gece aniden rehine olabiliriz korkusuyla yaşamayalım. 

Thursday, April 15, 2010

Da Kuuulest Guy


Luke Wright tarafından kaleme alınmış bir eser kendisi bu seneki Glastonbury'de de performans sergileyecekmiş. Ayrıca, İsmail YK yurstseven kardeşin çok daha önceden Facebooka güzelleme yapmış olması, bir Türk genci olarak beni çok gururlandırdı. Bu şiir, şarkının biraz replikası olmuş, şarkının sözleriyle şiir arasında inceden bi esinlenme sezdim.( özellikle lokomotif gülşen, çıtıpıtı birsen bölümü bire bire copy paste) Gerçekten son zamanlarda zeynep tosun designs ve cihanbey boutique'den sonra en beğendiğim iş ( Bütün kuul heriflere armağanım olsun, bayılıyorum köpek eden erkeğe)


My Own Worst Enemy

I’m single because I’m my own worst enemy
You know my type, you’ve met men like me
I date like a tourist, I like to see the sights
Maybe take a few pictures then leave at first light
I’ll pay for the initial meal and that’s your lot
I‘ll screen all your phone calls and then sulk when they stop
I’ll search FACEBOOK for girls I’ve meet once at functions
Typing “Steph” “blonde hair” “purple dress” “Clapham Junction”

I’ve been on blind dates, speed dates and naked discos
80’s style wife-swaps with birds wearing viscose
Had fumbles on bog seats, made love under heaters
Inside parked cars while we wracked up the meter.
You see initially I get the ticks
But going out with me is like the Olympics
All the pomp, ticker tape and fuss is fleeting
then it’s over in three weeks with charges of cheating

I’m single because I’m my own worst enemy
I’ve had it all: girls saying “woah there speedy”
Or “are you pulling that face cos you think I’m ugly
Or “I really like you Tom.” Yeah, my name’s Andy
I’m the guy that girls don’t introduce to their friends
Who meets a hippy bird at a festival and pretends
That he’s a vegetarian just to get a shag
Then writes the whole thing down and sends it to a lads mag

I knew this bloke, right, he used to corpse after sex
Lie there petrified about the bit that comes next
To stop her cuddles, he’d fake cramp, jump out of bed
Screaming, rubbing his thighs and hopping on one leg
I know how he feels, see men like me are like cars
If a girl get too close they set off our alarms
The bag-carrying boyf– one cliché I’ll never be
I’m single because I’m my own worst enemy

Monday, April 12, 2010

aman ne biliyim ben



Dün Mine Vaganti'yi izledim, bayıldım. İnsan galiba bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak sorunsalını ana rahmine düştüğünden itibaren, diğer genetik talimatlarıyla beraber DNAsında taşıyor. Bu sorunsal önyargı ve anlamak (aslında empati demem lazım ama o lafa oldum olası kılım, sanki başında veya sonunda harf eksiği var.) iplikçiği şeklinde tezahür eder ve bu iki iplikçik birbiriyle sürekli bir didişme halinde giderler. 

Ben bu genlerin aslında sığır milletimin alameti farikası olduğunu sanıyordum ama dün mine vaganti'yi izledikten sonra çok büyük g.. oldum. Gerçi çoğunluğu radikal katolik bir ülkede, sıkı sıkıya bağlı olunanın dışındakileri  kabulenememe pekte garip gelmedi ama bu kadarı çok acımasızca. Adam bütün film kendini yedi bitirdi; anayı boynuzlayan şovenist bir babaya, kontrol manyağı bir anneye, alkolik bir  halaya, kayınbiradere yollu bir babanneye gay olduğunu söyleyemedi gitti. Aslında ne kadar saçma si..n benin si..len benim sana noluyor? diyemiyor heralde insan, basireti bağlanıyor. Zaten bütün boklukta bundan çıkıyor.

Kız anası nasıl kızının bekaretinin ancak kocası tarafından bozulacağına inanıyorsa (bekaret bozmak: buyur burdan yak işte, bu erkek milleti doğuştan bişeyleri bozmaya, kırmaya, yıkmaya programlı, bi iştede yapıcı olun arkadaşım hep yık hep boz nereye kadar?) Erkek babası da oğlunun mütemadiyen karı bozan, mumuş kovalayan bir mutluluk çubuğu olduğu düşüncesiyle yaşıyor.

Filmdeki insan üstü varlık, yavrum tomasso, işin en zorlu aşaması olan; kendinle yüzleşmek, kendi doğru bildiğini, kendinle ilgili gerçekleri kabullenmek, başına gelen herşeyi, yaptığın her hareketi ota boka çiçeğe böceğe yormamak, aman eleştirilicem diye intihara sürüklenmemek kısmını halletmiş. Ben yaptım olduculuk veya herşeyi ben bilirim kafası baya leyyyym kaçıyo artık, soooooo 60's., masa başında onun bunun yediği bokları eleştirmek artık hiçte kuuuul değil, o çok rahat görünen bohoların kaçı acaba ilk verdiği  gün anasına gidip oh kurtuldum diyebilmiş? yada sevgilisini düdüklediği arkadaşına abi karıda çok or..uydu demek yerine, sarhoşken uçkurunu bile tutamayan 5 para etmez leşo herifin tekiyim diyebilmiş?

Aslında hayatımızdaki embesillere kendimiz veriyoruz bizi böyle acımasızca yargılama cüretini. Kendin yediğin boku kendine itiraf edemeyip binbir türlü sebep buluyorsun sonrada karşıdakilerin senin hakkında fikir sahibi olmasına tahammül edemiyorsun. Sen kendi fikrini savunamamış, kendinle hesaplaşamamış, yaptıklarını kendine kabul ettirememişsin, hala kafanda soru işaretleri dolanıyo, eee o zaman karşındakinden de seni sallayıpta seninle yada yaptıklarınla ilgili önce fikir sonrada bilgi sahibi olmasını bekleme.

Aksi zaten çok komik olmazmıydı? Sinema eleştirmenlerinin hepsinin en az iki kısa, üç adet uzun metraj, bir independent, birde horror (bir tanede porno olmazsa gönül koyarım) film çekmiş olmaları, müzik eleştirmenlerinin yüzde yetmişinin soprano geri kalan yüzde otuzunununda devlet senfoni orkestrasından olmaları, sanat eleştirmenlerinin hayatları boyunca en az 4 bienalde performans sergilemiş olmaları, politika eleştirmenlerinin de en az 5 yıl cumhurbaşkanlığı yapmış olması (Aslında fenada olmazdı, altına s.ç.p on gün aynı entariyle gezen, leşş gibi hacı yağı kokan, 8 karılı 38 çocuklu araplarla bir tutulmaktan kurtulurduk belki)Tomassonun babasınında 4-5 herif götürmüş olması gerekirdi (ki reel hayatta filmdeki gay oyuncuların hepsi hetero, koyu hetero baba ise gaymiş; allahım sonunda bir beğendiğim gay çıkmadı başıma taş yağacak)

Başkaldırmak; ertafındaki herkesi gerizekalı yerine koyup herbokun en doğrusunu ben biliyorum demek derecesinde kendini hayvanlar gibi önemsemek değil; insanların ne düşüneceğini sorgulamadan korkmadan yaşamak.Serseri mayın babannenin tek lafı kaldı aklımda '' ANCAK MUTLU OLMAK İSTEYEN İNSANLAR KARŞI GELEBİLİYOR, GELİNMESİ GEREKENLERE'' Kendine karşı ne kadar şeffaf olursan o derece mutlu oluyorsun. Yoksa o kafa ne otla, ne bokla, ne kokla, nede alkolle birtürlü açılmaz, öyle bir umut beklersin belki düzelir diye.

Sonrasında en büyük resimde biraz İstanbul, biraz deniz, biraz müzik, biraz rose, bide benim gibi burnundan baktığında kıçını görebileceğin kadar şeffaf karı yeterde artar bile ( ezgi eren turizm reklam medya pazarlama gıda kimya danışmanlık alsat versat ltd şti GmbH Co. Inc. ) hihohohoho irençççç bi insanım bayılıyorum kendime:)