Thursday, June 16, 2011

... Ultra, Mega, Dev, Ekol Romantik Bir Bayanım

Bir kitap okuyorum inşallah kafayı sıyırmam, adını söylemicem tabii ki de:) bilenle evlenicem direk!

Seni ararım; bulursam, ne iyi; bulamazsam da, ne yapalım bulamamışımdır.

Şöyle bir ikilem yaşıyorum: Seni bütünüyle kendime istiyorum; ama senin özgür olmanı, bağımsız olmanı da istiyorum; ama senin özgür olmanı, bağımsız olmanı da istiyorum... bana bağlı olmanı; ama benden bağımsız olmanı...

Bunlar bağdaştırması olanaksız şeyler mi?  Çok zor; Her birimiz ötekine tanıdığı ilişki uzamında yalnızca ona yer tanır, başka ilişkleri oraya sokmazsa, bağlılık sağlanır; öte yandan, o ilişki uzamı, her birimizin toplam yaşamında, başka ilişkilerimizi tabii ki etkileyecektir, ama onları belirlemez ya da yutmaya, bütün yaşam uzamımızı kaplamaya çalışmazsa, bağımsızlık da sağlanabilir.

Çok mu dolambaçlı söylediklerim?

Gerçeklerin hayal yanları; sanki, olanaksız; gerçek olamayacak yanları ilgilendiriyor beni hep; hayaller gerçeklerden daha değerli oluyor benim için.

Hep, hala çok yalın, basit ölçülerle bakıyorum yaşama: doğru-yanlış-haksız-değerli-değersiz... Belli noktalarda saçma olduğu ortaya çıkan ölçüler. Peki bu geleneksel ölçüler ile, devrimci özgürlük anlayaşını nasıl bağdaştıryorsun, hemşerim?

Önemli olan kişinin duygularını tam olarak bilmesi değil, onları denerim altında tutabilmesidir... Ama bunun için de onları tam olarak bilmesi gereklidir: İki yanlı olanaksızlık! 

Nedense çok Synecdoche New York ruh hali yarattı bende, bayıldım o ayrı... 

Iyy hiç benlik omamış bu yazı.. Neyse ki kişilik bölünmesi sıkıntılı bir insan olduğum için pek garip durmaz!

Monday, June 13, 2011

Her 2 kişiden 1'i, yani her mahalleden 100 kişi toplasan 0


Benim babam Toyota gibi adam değildir pek, hatta fiziken daha çok Vosvos gibi abi diyebiliriz; ama kafa biraz basan cinsindendir '' Atatürk mezardan çıksa padişahımız karşısında alacağı oy taş çatlasa %30' dur ona göre kullan oyunu.'' demişti bana ki saat 20.00 sularında resmi olarak boyumun ölçüsünü aldım! Boyumun1.50'den hallice semalarında olduğunu da düşünürsek; adam yemin billah haklı çıktı!

Oturup adam akıllı Osmanlı'dan bu yana Türk siyasi tarihini birazcık karıştırsak zaten Kurtuluş Savaşı'nın biraz öncesi ve birkaç sene sonrası hariç ( O da Atamızın itelemesiyle zaten. Resmen hayalmiş gerçek olmuş, tabiki yine hayal olarak elinizden öper! ) Türkiye'nin hiçbir zaman sosyalist zihniyette bir ülke olamadığını görürdük. Seçimden bir hafta önce ''Atatürk devrimleri damdan düşme yapmıştır; zorla kafamızdaki fesleri çıkarmış; ana dilimizi zorla değiştirmiştir'' diye köşe yazısı yazılabilen kafada bir ülkede heralde BU SEFER BAŞKA olacağını düşünmüyorduk hiçbirimiz. Ana muhalefet büyük yara aldı; doğru dürüst muhalefet yok diyip duruyor herkes... Sosyal devlet kafalarında parti, bu kadar man kafa bir ülkede, orta direk, ana sağ, muhafazakar, molla, yeşil sermaye, ÇILGIN bir partiye karşı muhalefette! Bu yaşımda gerçekten  ATOMU BÖLECEK KUDRETİ KENDİMDE BULUYORUM DA; BİLGİ SAHİBİ OLMADAN FİKİR SAHİBİ OLAN AZİZ MİLLETİMİN VATANDAŞLARININ ZİHNİYETİNİ DEĞİŞTİRECEK KUDRETİ KENDİMDE BULAMIYORUM... 
 For ex:
''Ayy Kemal Kılıçdaroğlu çok ezik ya halka seslenemiyor, konuşmaları zayıf''.
-Neyi eksik mesela ne dese?
- Hmmmmmmm ya ben Kaaaalyon'da Avatar üstü Sushico yiyodum, o arayı kaçırmışım panpa!

Padişahım 31. Tayyiban balkondan ahaliye seslenirken  üstadı Turgut Bey'e ne güzel selamı çaktı!

Biz hala ''Atatürk 1, Turgut Bey 2, Padişahım 3 '' denilen bir ülkede oy verdik. Biz hala oy oranı arttı ama çıkardığı milletvekili azaldı???!!??? nın mümkün olduğu bir seçim sisteminde oy verdik Biz hala bize ana avrat düz giden bir adama, adam işini biliyor halka hitap edebiliyor denen; biz hala hali hazırdaki maaşımızdan kesilmesine, torunumuzun torununun rızkından yenmesine rağmen, aa artık hastaneye gidiyoruz ama para vermiyoruz diye düşünülen bir ülkede oy verdik! Biz, boğaz olan bir şehre atgötten yeni bir boğaz türetilebilen, bunu da çılgın proce diye bize yedirebilen insanların Başbakan olabildiği bir ülkede oy verdik! Valla bacım benim adım hıdır elimden gelen de budır!

P.S I Heart You:  He bi de bugün Bebek Parkı'ndaki çimlerde, mis gibi denize nağzır, djarum black eşliğinde kahve içerken saçlarımdan rüzgar süzüldü ya; bi de AKASYA DURAĞI ARTIK BİTİYORMUŞ YA; OHHHH çektim..Ben de böyle küçük şeylerden mutlu oluyorum; DARISI  9999999. bölümde EVERYBODY HATES RAYMOND'ın başına!!!

Tuesday, June 7, 2011

Venüs vs. Mars

Haftasonu Çılgın Bebek Fest'e aktık kankxxxx; Götümün dibi madem görmemişlik olmasın diye görmemişliğin böğrüne gittik. Alorhan Danzz in da house eşliğinde, elinde çıt çıt çıt BBM no 98888888 üzerinden çet yaparaktan ( herkes ona bakıyor ya o kimseyi sallamıyo çok kuul hesabı!?) '' Ya Batucan burası aşırı bir crowd felan yaneeeeee biz Big Chef's e doğru rüzgara kapılıcaz panpa!''

Bu arada Beşiktaş Belediyesi'nin sadece mesaj atmakta değil seyyar satıcıları da engellemekte istikrarlı olduğunu gördük. Yürürken dilim damağımla bir oldu bir damla su bulamadık. Resmen ağzım tükrük salgılasın diye damla sakız çiğnedim oda sol üst dudağıma yapıştı kaldı! Allahtan Lucca var da satsumaları ezdik be!



Neyse bu kadar janjanlı muhabbet yeter. Anti feminist bir karı olaraktan gerçekten ERKEKLER MARSTAN, KADINLAR VENÜSTEN favourite quotesinin altına imzamı atarım gençler.

Mesela biz Venüslü'ler ne kadar yüreğimizin götürdüğü yere gidiyorsak, Marslı'lar pipisinin dikine gidiyor.

Biz Venüslü'ler  yaşadığımız her boka mutlaka bir isim takmak veya taktırmak için bir tarafımızı yırtıyorsak, Marslı'lar için her zaman; ''BELİRSİZLİK IS BLISS'' bacım.

Biz Venüslü'ler ne kadar karmaşık, lahana gibi katmer katmer ayır herif seviyorsak, Marslı'lar bul karoyu al parayı karı seviyorlar, çöpsüz üzüm olsun bizim olsun!

Biz Venüslü'ler, ne kadar ay acayip rafine zevkleri var yaa en son Vuze'den 10 tane independent film indirdik çok Kitsch çok aşığım dersek; Marslı'lar genelde aynı bu özellikteki karıları sevdiğini söyleyip, dışı gotik içi manikürcü karılara giderler.

Biz Venüslü'ler ultra zeki olduğu için herşeye mutlaka mantıklı mantıksız bir cevap arar arar arar, dadanır dadanır, bunaltır, gebertirse;  Marslı'lar hep bu sıralarda dut yemiş bülbül kesilir.

Biz Venüslüler her zaman niye beni beyenmiyor, BENİM NİYE ÇİKOLATAM YOK? BENİM NİYE PÜSKEVİTİM YOK? diye soraaaaaar durur kendi kendine ve 40 other Venüslü'ye; Marslılar altında taksi sarısı, Doğan görünümlü, Anadol ruhlu, içi mavi florhasan ışıklı, aynasında cd asılı, Yurtseven Kardeşler çalan bir Şahin kullanıyor olsalar bile; giderim alayına kankaaaaaa derler ulu ortaya! (ah be abi)

Biz Venüslü'lerin aşkından endoplasmik retikulumlarında kelebekler uçuşurken; Marslı'lar takılıyoruz abi yemişim aşkını derler...

Biz Venüslü'ler ne kadar Mars'lıları aman paşam iyisin hoşsun diye şakşaklarsak; Marslı'lar Venüslü'leri iyice gerizekalı belliyor... Ez babam ez!

Venüslü'ler ne kadar Justin Bieber'ı hayvan gibi beğendiklerini söylemekten kaçıyorsak; Marslı'ların da aynı şekilde, Hadise beni de ''Stir me up''sa diye ağzından salyalar damlar.

Venüslü'ler her ne kadar beyaz yakalı, sevdiği ama aşık olmadığı, mantıklı ama tutkusuz, helal süt emmiş bir delikanlıyla ışık hızından da hızlı nikah masasına oturmak istiyorsa; Marslı'lar 45 yaşında 20 lik çıtır alıcam zekasında oldukları için; Çırağan Sarayı'ndaki o düğünden, hiç sahip olamayacakları bir Ferrari'yle kaçmak isterler.

Venüslü'ler o Marslılar'ın asla farketmeyeceği 3-5 kiloyu vericem diye yemek yemezler, güzel görünüceğim diye saçlarını sürekli boyatırlar; Ama o sırada Marslı'lar diğer Marslılarla Play Station oynarken, bira göbeklerini büyütüp, oh be YAŞASIN VENÜS'SÜZ HAYAT! demekle meşguldürler.

Ben sanırım hiç Venüs'lü olamadım, Mars'lıyı da sevemedim. Ben, her hangi bir yerde deniz kokusu eşliğinde rakı içmekten, 20 sene önce en sevdiği şarkıyı hatırladığı andan, dedesinin bahçesinde cıpıldak ayakla dut toplamaktan, herhangi birine benim bildiğim ama onun bilmediği bir şeyi anlatmaktan yada herhangi birinin bana bilmediğim bir şeyi anlatmasından, her türlü genelleme karşıtlığından, ha bir de bi zahmet beni tanımak için çabalayan insanlarla olmaktan mutlu oluyorum.. OOOHH that's very sweet of mine.

Cidden mutlu olmak ne bir sevgili bulmakta, ne çok para kazanmakta, ne evlenmekte, ne ayrılmakta, ne aypot, pet, fonda, ne her hangi bir beygir araba almakta. Ne Venüs'lüde ne Mars'lıda İÇİMİZDE!

P.S. I HEART YOU: Bu reklam camiası beni çok değiştirdi. Avukatkene daha rahat yazıyordum; noktalamaya, imlaya uyuzluğuna dikkat etmiyordum. Şimdi ürkek bir sokak kedisi misali, yusuf yusuf yazıp siliyorum felan.