Monday, October 11, 2010

Dün, Bugün, Yarın

Depresyondayım resmen. Havadan sudan sanıyordum ama her gün gazete okumaktan, haber izlemektenmiş meğer. İki gün bakmazsam ajansa hayat doluyorum. O yüzden artık daha tuzluk konulara geçiş yapıyor ve uzun zamandır aklıma takılan ve insanların nasıl bu kadar saçma sapan düşünebildiğini inanamadığım bir konuya dadanıyorum.

Şu ilişki ve evlilik konularına organ nakli yapıyormuş edasıyla; mekan, para, pul diye bakmayı da bakanları da anlayamadım gitti. Bu postumda (çok kuul bi karı olduğum için mecburum ingilizce kelime serpiştirmeye, konuşmaya kalksam 4. saniyede kitlenirim ama sonuçta türkler için havalı görünme guide madde 1 saçma sapan yerde ingilizce kelime kullanmaktır, eğer siz hala uygulamıyorsanız varoşun önde gidenisiniz benden de size hamiş notu olsun) o kutsal müesseye biz kızların gözünden her genç kızın rüyası singer dikiş makinası stayla bir bakış atacağım. 

Biz genç kızlar ana rahmine düştüğümüz saniye itibariyle en geç 22 ila 25 civarlarında hayatında olan, olmayan veya olması olası bir baydan elinde kendi kafasından daha büyük, beyninden daha büyük olacağı zaten garanti bir tek taşlan, dizlerinin üstüne çökmüş bir pozisyonda (bana bağdaş kurup meri mi ezgi demesi gerekicek kendime koca diye hobbit almazsam) marriage proposalı duymak için doğar, bütün genç kızlığımızı bu umutla geçiririz. Okul, bir dil bir lisan, kolundaki altın bilezik, iş, kariyer filan hikayedir tek amacımız 30 yaşına bekar girmemektir. Aslında adayın kim olduğu da pek önemli değildir, sıfatını sevim be aslolan nufüs kağıdında o yıllardır peşini bırakmayan amca yarısı soyadını değiştirmektir.

Aslında zaten bu durum kronik in a relationship sıfatı bağımlısı olmanın bir sonraki safhasıdır yani;  genç kız eğer committed değilse kendini sapsız teflon bir tava, gazı kaçmış bir kutu kola, nane ferahlığı bırakmayan çakma bir diş macunu, john frieda marka olmayan saç bakım ürünü, belvedere olmayan votka, ipone veya blackberry olmayan telefon, mac olmayan ucuz basit aşağılık herhangi bir pc (çünkü eğer mac değilse kesinlikle öyledir aman neme lazım ey allahım eyyyyyyyyy sen akıl fikir ver) gibi hissetmek ve hatta bazı ağır vakaalarda bakkala, markete, sinemaya ve tiskoya bile sadece ve sadece abaza olduğu için gitmeyi reddetme durumu da gözlemlenmektedir. 


Bu hastalık genç kızlarda ergenliğin hemen akabinde başlar, genç kız içindeki hissiyatı durup dinlemeden, aşık olup sevmeden kendinde sürekli bir erkek arkadaşı olma zorunluluğu hisseder, kendisine bir hobi edinmek, kitap, dergi veyahut gazete okumak, spor yapmak, sergi, bienal veya müze gezmek ve hatta kız arkadaşlarla vakit geçirmek bile onu tatmin etmez, varsa yoksa filörtü olsunda filörtü olsundur. Özellikle küçükken anasının babasının elini tutmadan yürüyemeyen bağyanlarda bir çocuk psikoloğundan erken müdehale babında yardım almakta çok büyük fayda vardır. Etrafında sevgilisi olmayan genç bağyanları aşağılayıp daha iki gün önce 98. kez boynuz yediği erkek arkadaşının sarımsak cücüüü beyinli poker arkadaşlarından birini ayarlayalım bari sana gibi son derece talihsiz açıklamalara bile imza atan vakaalar görülmektedir. 

Hastalık yaşla beraber ilerler kronik ilişki içinde olma bağımlılığı semptomlarından aman yaşım geçti şöyle paralı bi bay bulayımda iyi yere dükkan açayım gibi en ileri safhalara kadar ilerler. Ama hastalığın en belirgin özelliği kesinlikle sevmek aşık olmak zorunluluğu hissetmemektir, birazcık hoşlantı varsa ne ağlağ yanına kar kalır tabi tadından yenmez. Zaman zaman dönemsel veya mevsimsel kim olursa olsun ilişki içersine gireyim ben kış kıyamette geldi be abi şeklinde semptomlar görülse de bunlar geçicidir, aşık olup ufkun açılınca hemen geçer çok da üstünde durmamak lazım gelir.

Rahatsızlık erkeği evliliğe ikna ile son bulmaz, düğün yapılacak lüküs yer, son model möble, cristofıl çatal bıçak takımı, başını sokucak bir ev ( hahahahah başını sokucakmış traktör bile girebilecek büyüklükte ve mümkünse kira olmayan tam ve mükemmel bir ev (kira kontratlarında böyle yazar bakınız), bi yat bir at bir kat vs. vs...... isteklerle devam eder. Sanki hepimiz anamızın evinde herşeye sahip yaşadıkya kocadan isticez bunları, he ok herşey vardıysa zaten kocayı o eve al ne diye adamı bunaltıyosun be kadın.

Hormonundan mı dır? Bir canlı meydana getirme özelliği yüklenmiş olarak dünyaya gelmiş olmasından mı dır? Muayyeninden mi dir? Yoksa duygusal varlıklar olmasından dolayı mı?  Karı kısmısı hayatı boyunca kendini o beyaz gelinlikle göreceği günü bekler. He birde DOĞRU ZAMAN MI? DOĞRU İNSAN MI? dilemması var ki hayatımda duyduğum en gerzek açılım. Heraldeki herşeyin doğru zamanı vardır.. Ergin olmadan evlenmek zaten hukuken sıkıntı yaratır, belliki en erken yirmili yaşlarda olacak bu melet! Tabiki de doğru insandır bu anlamsız, haysiyetsiz ve aşağılık önermenin cevabı. Birinden çok hoşlanırsın veya aşık olursun çıkarsın, anlaşırsın ilişki devam eder, o kadar seversin ki iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta hayatını onunla geçirmek istersin ki bu aynı evde yaşayıp herboku beraber yiyip biribirini sık boğaz etmek anlamına da gelmez. Hem sevip, hem aşık olup, hem karı koca olup, hem de arkadaş olabiliyor medeni insanlar, ama biz türk milleti toptan abaza olduğumuz için bütün hayatımızı sex ve sexin bize kattıkları ve bizden alıp götürdükleri üstüne kurarız baylar için nasıl evlenilecek bayan eğlenilecek bayan ayrımı varsa biz genç kızlarda da eğlenicek bay ve sürüye ayak uydurmak için yediğin bütün nanelere sünger çekip, kendini on numara pazarlaman gereken müstakbel bay ayrımı vardır.


Zaten eğer bu çelişkinin cevabı doğru insan değil, doğru zaman olsaydı, bekarlık diye bir kavram olmaz, 18 yaşından sonrada dünya üzerinde bir tek evlenmemiş insan kalmazdı. Epi topu yaşadığım ilişki sayısı bir elin (bir elin ama 1 EL) parmaklarının yarısına bile zar zor ulaşır mı onu bile bilmiyorum ama ben açıkçası kalbi o kadar geniş insandan zaten korkarım ya çok yalancıdır yada sürekli avuç avuç haplanıyodur bünyesinde o kadar sevgiyi biriktirmek için. Tamam kimse Bronte Sisters kitaplarındaki gibi aşklar yaşamıyor ama aşksız sevgisiz olur mu? Yok bana iyi davranıyo ama yok iyi bir insan ama.... O yaşa kadar evin tavan arasında üvey babandan işkence görmediysen hiçte sağlıklı bir düşünce yapısı değil bu. O yüzden tabikide onsekizinden önce buldumcuk varoş karılar gibi kocaya kaçmanın alemi yok ama yirmibeşinden sonrada cıktığın her baya ben evlenmiyeceğim adamla olmam gözüyle bakmanın alemi de yok. Ne acı ama öyle bir öngörünün Nostradamusta dahi olduğunu pek sanmıyorum. Erkek kısmısıda arkası yarın si ya!

2 comments:

  1. pek saheste bir post fekat kendimi TDK da gorevli devlet memuru sanmamdan mutevellit seni duzeltmeden gecemiciim:
    genc mi dir? denmez mezgticim, genc midir? denir.

    Turkcemizi koruyalim yasatalim..
    TDK

    ReplyDelete
  2. Yeni donemin, jenerasyonun, zamanin ya da gundemin sorunu TATMINSIZLIK VE GUVENSIZLIK... O yuzden bosver sen kafani milletin sorununa takip canini sikmayi, senin ufkun genis o yuzden anlaman cok zor. Hayatini yasa ve birak hayat bi nehir gibi aksin... onemli olan olumlu degisim...
    Muck! seviom seni ve farkli dusunce frekansini...

    ReplyDelete